Alışılmamış Bağdaştırmalar

Tamlama, deyim gibi söz varlığı içindeki öğeleri ve tümce ya da sözceleri anlamlı, kabul edilebilir birimler halinde bir araya getirmeye bağdaştırma denir (Doğan AKSAN, 2000).

Örneğin; güzel ev, duru su, ince yol, acı biber, yaz mevsimi gibi ifadeler alışılmış bağdaştırmadır. 

Alışılmamış bağdaştırma ise;  anlam belirleyicileri, anlam ayırıcıları arasında uyum bulunmayan birleştirmelerdir (Doğan Aksan,2000).

Örneğin; duru niyet, ince düşünce, acı çığlık, dilsiz hayal, mucizeler mevsimi gibi ifadeler alışılmamış bağdaştırmalardır.


" Dilsiz insan" dediğimizde alışılmış bağdaştırma, "dilsiz hayaller" dediğimizde alışılmamış bağdaştırma yapmış oluruz. 

 Bağdaştırma yapılarak sözcükler bir araya gelip yeni anlamlar oluşturur. Bu sayede aynı düşünce, duygu ve durumları,  olayları farklı sözcüklerle ifade edebilme olanağı elde ederiz. Alışılmamış bağdaştırmalar aracılığıyla geniş bir düşünce-tasarım-duygu-görüntü yumağı, etkili ifade biçimleri ve çağrışım değeri oluşturulması amaçlanır.


Edip Cansever'in şiirlerinden alışılmamış bağdaştırma örnekleri:


“Sizi görmüyor muyum dikkat! trenlere çikolata yediriyorum”

“En akıllı tarafımdır balıkla deniz tutmak”

“Çocuğu çocukluyor bir düdüğün kırmızısı ”

“Güneş bir pazartesi olarak mı duruyor burnunuzda


Sezai Karakoç'un şiirlerinden alışılmamış bağdaştırma örnekleri:


“Ses kışı. Ateş yırtıldı. Çarpıldık.”

“Bir bülbül içimde sedefle kaplanıyor”

“Kaybolursa taşlar içinde taşlar getiren taş bir bulut”

“Baharı seller götürdü boğuldu yaz


Ece Ayhan'ın şiirlerinden alışılmamış bağdaştırma örnekleri:


“Üzünç yüklenmiş bir gemi”

“soğuk tirşe renkli salı günleri arkamızdan koşardı ”

“En cumartesili bir İstanbul düşünerek bu kantoları düşünüyorsun”

“Yüzüklerinde altın parmaklar takılıymış ”

Yorumlar

Popüler Yayınlar

Resim
Resim