Bağlama Göre Değişen Anlam Örnekleri
Dil bilimi terimi olarak "bağlam"; bir dil birimini çevreleyen, ondan önce veya sonra gelen, birçok durumda söz konusu birimi etkileyen, onun anlamını, değerini belirleyen birim veya birimler bütünüdür.
"Bağlamsal anlam" ise; bir sözün kullanılan veya amaçlanan bağlama göre anlam kazanmasıdır. ( Güncel Türkçe Sözlük, TDK, 2022)
Kelimelerin sözlük anlamlarının yanı sıra metin içinde, bağlama göre kazandığı anlamlar vardır. Üst düzey okuma ve anlama becerisine sahip olabilmemiz için kelimelerin bağlamsal anlamına dikkat etmeliyiz. Edebiyat alanında bazı eserlere özgü bağlamsal sözlükler hazırlanagelmiştir, bloğumuzda "Önemli Başvuru Kaynakları" bölümünü tıklayarak bağlamsal sözlük örneklerine erişebilirsiniz.
Bağlama Göre Değişen Anlam Örnekleri:
Bilim (G. Orwell'ın "1984" adlı kitabında"bilim"in kazandığı anlam): Bilimin askeri kaynakları güçlendirmek dışında pek bir işlevi yoktur. Hükümet bilimi teşvik etmez ve bilimsel gelişmeler adına önem teşkil eden herhangi bir çalışma ya da faaliyet de yoktur. Çünkü bilim, bilmekten gelir ve bilmek de düşünmeyi gerektirir. 1984'teki devlet yapılanması da vatandaşlarının düşünmesini istememektedir. Bu yüzden kitapta bilimin izine sadece insanları gözetleyen teknolojik aletlerde, düşünerek hükümete karşı suç işlemiş olarak sayılan insanların gittiği yerlerdeki işkence aletlerinde ve askeri silahlarda rastlarız. O'Brien, hükümet mutlak güce ulaştıktan sonra bilime hiçbir ihtiyaçları olmayacağını da söylemiştir.
Bilim: (A. Huxley'in "Cesur Yeni Dünya"adlı kitabında "bilim"in kazandığı anlam): Bilim, toplumun ortaya çıkışını ve idare edilmesini sağlar. İnsanlar genetik mühendislik ile fabrikada yapılan ürünler gibi geliştirilip yapılırlar. Hatta toplumun en alt tabakasını oluşturacak olan insanlar, klonlama yöntemiyle yığınlar halinde üretilir ve birbirinin tamamen aynısı fiziksel özelliklere sahip, kişisel benliği olmayan, bir işçi arı görevi gören canlılar oluşur. Bilim, Yeni Dünya'da çarkların dönmesini sağlayan tek etkendir. Kitapta, toplumun yaşamı da sadece mantık ve bilimsel gerçekler üzerinden sürdürülür, duygusal etkileşim olmaz. Kitapta yaşamı salt bilim yönetirse insanın Cesur Yeni Dünya'da olduğu gibi robotlaşacağına dikkat çekilir.
Dil (G. Orwell'ın "1984" adlı kitabında "dil"in kazandığı anlam): Resmi dil Yenisöylem'dir. Modern İngilizce'nin "Eskisöylem" olarak bahsi geçer. Yenisöylem, kelimelerin oldukça kısıtlandığı, basitleştirildiği ve insanı düşünce suçuna itebilecek "özgürlük" gibi kelimelerin kaldırıldığı, kökeni ingilizce olan bir dildir. Yenisöylemin amacı insanın kelime dağarcığını, yani dolayısıyla düşünme kapasitesini daraltmak ve bazı kavramları tamamen günlük hayattan silerek insanların yaşamak zorunda bırakıldıkları hayatı kanıksamasını hatta sevmesini sağlamaktır.
Dil (A. Huxley'in "Cesur Yeni Dünya"adlı kitabında "dil"in kazandığı anlam): Cesur Yeni Dünya'da konuşulan dilde "anne, aile" gibi kavramlar toplum düşüncesine yabancı kavramlardır; bu gibi kavramlar anlamsızlığı ve karanlığı çağrıştıran kavramlar olarak değiştirilmiştir. Bu durum, bahsi geçen kavramların toplumda çok anormal, hatta ayıp olarak karşılanmasına yol açmıştır. Bunun altında yatan amaç insanların kendi kökenlerini, geçmişi sorgulamasının önüne geçmektir. Bununla beraber, duygular da bu kavramların ortadan kaybolmasıyla unutulmuştur.
Edebiyat (G. Orwell'ın "1984"adlı kitabında "edebiyat"ın kazandığı anlam): Edebi eserler, insanların istenenden farklı düşünmelerine sebep olabilecek, bu yüzden denetim altında tutulması gereken tehlikeli ürünlerdir. İnsanlara farklı fikirler vermemeleri için edebiyat eserleri toplatılmıştır, iktidarı kutsayacak şekilde yeniden yazılmış ya da yok edilmiştir. 1984'te devletin ilkelerinden biri "Geçmişi denetim altında tutan, geleceği de denetim altında tutar; şimdiyi denetim altında tutan, geçmişi de denetim altında tutar. " ilkesidir ve bu sebeple devlet tüm yazılı belgeleri her an denetler ve devlet eğer dün dediğinin tersini bugün derse tüm arşivler de buna göre tekrardan düzeltilir.
Edebiyat (A. Huxley'in "Cesur Yeni Dünya"adlı kitabında "edebiyat"ın kazandığı anlam): Edebi değeri olan eserler insanların duygularını harekete geçirip onlara benliklerini sorgulatabilecek zararlı ürünlerdir, bu yüzden edebiyatın Yeni Dünya'da yeri yoktur. Şiir okunması yasaklanmıştır.
Özgürlük (G. Orwell, 1984 kitabında "özgürlük"ün kazandığı anlam): "ÖZGÜRLÜK KÖLELİKTİR"tir. Yetkililer tarafından geliştirilmiş bu slogan, özgürlüğün anlamının çarpıtılarak insanların özgürlük anlayışını değiştirmeyi amaçlar; tüm insanları Parti'ye iradelerini teslim ederek boyun eğmelerini teşvik eder.
Özgürlük (A. Huxley'in "Cesur Yeni Dünya"adlı kitabında "özgürlük"ün kazandığı anlam): Cesur Yeni Dünya'da herkesin özgür olduğu kanısına kapılmak olağan bir şeydir. Ancak daha derinlerde, insanların aslında bu yaşam tarzını sürmek için doğumdan önce şartlandırıldığını ve kitleleri kontrol etmenin bu şekilde daha kolay olduğu bir gerçektir. Aslında Cesur Yeni Dünya'da kimse tam olarak özgür olamaz; çünkü herkesin ne olacağına daha onlar doğmadan önce karar verilmiştir ve büyük bir çoğunluğun kendi özgür iradesi bile yoktur. Bernard Marx toplum içinde kendi iradesini kullanarak yaşam sürdürmeyi denemiş olsa bile yalnız kalmıştır. Tek gerçek özgür karakter John'dur, çünkü o doğmuştur, programlanmamış ya da klonlanmamıştır. Toplumun yaşadığı bu gelişigüzel ve rahat yaşam gibi gözüken ilüzyon John'u derinden etkilemiş ve özgürlüğünü Dünya Devleti sınırları içinde sürdüremediği için en sonunda o da yalnız kalmış ve umutsuzluğa kapılmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder